Sad bin Muaz Medine de Evs kabilesinden Abdüş Eşheroğullarının çok sert mizaçlı ve çok saygı gören reisi idi. Akabe biadından sonra iman eden Medineliler, Peygamber Efendimiz’den (s.a.v.) bir kişinin kendileriyle gelmesini ve onlara İslam’ı anlatmasını istediler. Peygamberimiz’de (s.a.v.) Mus’ab Bin Umeyr’i (r.a.) onlarla beraber Medine’ye gönderdi. Musab Bin Umeyr burada Es’ad bin Zürare’nin evinde kalır ve orada bir çok insanın İslam ile şereflenmesine vesile olur. Es’ad bin Zürare (r.a.), Sad bin Muaz’ın (r.a.) teyzesinin oğludur ve bu durum Muaz’ı (r.a.) rahatsız eder. Kabilesinden birini çağırır ve ‘’o eve git Muhammed’in dinini anlatan kimseye gereğini yap’’ buyurur. Görevi alan Used bin Hudayr(r.a.) eve vardığında, Mus’ab Bin Umeyr(r.a.) etrafındakilere İslam’ı anlatmaktadır ve onlara ayetlerden okumaktadır. Hudayr’in (r.a.) duydukları çok hoşuna gider ve Rabbimiz’in (c.c.) hidayet eli o an ona dokunur. Rabbimiz (c.c.) kinle dolu olan kapkara kalbini çevirir ve ona İslam’ın kapılarını açar. Tabii görevini yerine getiremez ve uzun bir süre Mus’ab bin Umeyr’i (r.a.) dinler. Bu sırada Muaz (r.a.), Hudayr’i (r.a.) beklemektedir. Hudayr (r.a.) döndüğünde O’na ne yaptığını sorar ve Hudayr (r.a.) da ona yaşadıklarını anlatır ve İslam’ı seçtiğini söyler. Daha da öfkelenen sert mizaçlı Muaz (r.a.) kılıcının kuşanır ve Mus’ab bin Umeyr’in (r.a.) yanına gider. Musab (r.a.) yine Allah’ın (c.c.) dinini çevresindekilere anlatmaktadır. O ilahi sözler Rabbimizin (c.c.) rahmetiyle bu sefer Muaz’ın (r.a.) gönlüne işlemiş, o kaskatı gönlü yumuşatmış Musab’ı (r.a.) insafla dinler bir hale getirmiştir ve Muaz (r.a.) bu durum sonrasında İslam ile şereflenmiştir. Oradan çıktıktan sonra kabilesini toplamış ve onlara ‘’ben İslam dinine girdim ve Muhammed’e (s.a.v.) iman ettim ve sizi de davet ediyorum eğer geri dönen olursa onunla konuşmayacağım’’ diye seslendi. Kabilesi tarafından sevildiği ve her sözüne itibar edildiği için herkes kelime’i şahadet getirdi ve İslam dinine girdiler. Ve İslam adına savaştılar. Bedir harbi öncesi bir istişarede Sad bin Muaz (r.a.) söz alır ve Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) “Sen denizi gösterip dalarsan bizde seninle birlikte dalarız ve geride kalan bir kişi bile bulamazsın’” demiştir ve bu sözleriyle Rabbimizi (c.c.) gönlüne verdiği imanın kaviliğini ortaya koymuştur.

Hendek harbinde de ön saflarda savaşmış ve şehadet şerbetini içmiştir. Allah ondan ve o yol da can verenlerden razı olsun. Can almak için gidilen bir evden Cennete Rabbimiz (c.c.) tarafından açılan bir kapı. Küfrün elinden Allah yolunda şehadete erişen bir yol. Hidayet Allah’tandır, ayetinin vücut bulmuş hali Sad bin Muaz (r.a.).