“En akıllı insan; nefsini hesaba çeken, onu iyi idare eden, ölümden sonrası için amel işleyen ve kabir karanlığı için Allah’ın nurundan istifade edendir.”

“Kul, gözleri gördüğü hâlde Allah’ın kendisini âmâ olarak diriltmesinden korksun! Hikmetten anlayana manalı bir söz kâfidir. Manen sağır olanlar, zaten hakkı duyamazlar…”

“Beş şey muttakilerin (salihlerin) alametidir:

1. Dinî gayret içinde olanlarla beraber olmak.

2. Nefsini ıslah edip diline hâkim olmak.

3. (Allah sevgisini unutturan) dünyalıklardan nefsine hoş gelen bir şeye eriştiğinde onun zarar-ziyanını ayırt edebilmek, dinden kendisine az bir şey bile nasip olduğunda onu da ganimet bilmek.

4. Haram karışır endişesiyle midesini helalden (de olsa) doldurmamak (ve riyazat içinde yaşayabilmek).

5. Bütün insanların kurtulduğunu, yalnız kendisinin mahvolduğunu düşünmek.”

“Gerçek mümin altı çeşit korku içindedir:

1. İmanını kaybetme korkusu.

Zira ayet-i kerimelerde buyrulur:

“Rabbimiz! Bizleri hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme!..” (Âl-i İmran, 8)

“Ey iman edenler! Allah’tan, O’na yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin.” (Âl-i İmran, 102)

2. Kıyamet günü kendisini rüsva edecek şeylerin melekler tarafından yazılması korkusu.

Zira ayet-i kerime’de buyrulur:

“İşte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır.” (ez-Zilzal, 4-5)

3. Amelinin şeytan (aleyhi’l-la’ne) tarafından boşa çıkartılması korkusu.

Zira ayet-i kerimelerde buyrulur:

“(İblis) dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım! Ancak onlardan ihlaslı kulların müstesna.” (el-Hicr, 39-40)

4. Ölüm meleği Azrail’e gaflet içindeyken ve ansızın yakalanma korkusu.

Ayet-i kerimede buyrulur:

“Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!” (el-Hicr, 99)

Hadis-i şerifte buyrulur:

“Kişi yaşadığı hâl üzere ölür ve öldüğü hâl üzere haşrolunur.” (Müslim, Cennet, 83; Münâvî, V, 663)

Nitekim Hazret-i Osman -radıyallahu anh- Kur’an ile yaşadı, Kur’an’ı infak etti ve Kur’an okurken şehit edilerek rahmet-i Rahman’a kavuştu.

5. Dünya ile mağrur olup ahiretten gafil kalma korkusu.

6. Çoluk-çocuğuyla fazlaca meşguliyete dalıp Allah Teâlâ’nın zikriyle yeterince meşgul olamama korkusu.”

“Muhakkak ki dünya fâni, ahiret ise bakidir. Fâni olan sizi şımartıp azdırmasın, baki olandan alıkoymasın. Siz, bakiyi fâni olana tercih ediniz. Dünya sonludur, dönüş Allah’adır. Allah’tan korkunuz.” (İbn-i Ebi’d-Dünyâ, Mevsû‘a, I, 77)

“Ecel gelip çatmadan yapabileceğiniz iyiliği hemen yapınız.

” Her kimsenin dünyada bir zindanı olursa o kişi kabir hayatı boyunca rahat eder.

” Kulluk etmek haram ve helal sınırlarını muhafaza etmektir.”

 ” Kulluk etmek mevcut olana razı olmaktır, olmayana da sabır etmektir.”

 ” Dünya’da ki en büyük kayıp uzun bir ömür yaşayıp, ahiret için bir azık hazırlamamaktır.”

 ” Ey İnsanoğlu! Doğumundan ölümüne kadar Azrail her daim peşinde olacaktır. Sen dünyada bulunduğun süre zarfı boyunca da bu hep böyle olacaktır.   ”   ”Öyle ki  dünya hayatı fani ahiret hayatı ise bakidir. “